iddia ediyorum,rejim olayı Türk bünyesine,alışkanlıklarına,yaşama şekline,yaşam lezzetlerine ters,,,
kilo vermek için spor salonlarına giden naciz vücudum,iflah olmaz,dur durak tanımayan,istedikçe daha çok almasını bilen geniş midemin parmağında fır fır döndürülüyor,spora başlayıp iki haftada iki kilo alıyor,spordan sonra muhteşem K lı pastayı yiyebilmek için,spora bisikletle gidip,muhteşem K lı malzemeleri bulmak için nefesten kesilene kadar dükkan dükkan pedal sallıyor,yeni yerleri gezerken,yeni lezzetleri tatmadan geçip gidilmesin diye adımlarına kara sullar iniyor,reklamları seyrederken tepside fosurdayan simitleri,soslu spagettileri görüyor,aklı fikri ruhu ızdırap çekiyor:)
nihayet spagetti yapıp aklım fikrim midem huzura erecekti,,,
tam işte ruhum huzura erecektiki,kısa süreliğine ayrı kalmamız gereken Şapilim aklıma geldi,sonrası da çorap söküğü gb ilerledi:)Şapil bir süredir bahçe evimizde yaşıyor,her gün çok özlüyorum,buluşma vakitlerimiz bana yetmiyor:)evde küçük değişiklikler yapıp tekrar getircektim,bizim kız özgür ruhu ve iradesiyle,yeni yerleri keşfederken,yeni erkeklerle tanışıp,fazlaca anlaşmış,şimdi koca göbeği bir oraya bir buraya devirip duruyor:)
sonra insanların hayvanları kısırlaştırmayla ilgili paylaşımları aklıma geldi,keneler insanları ısırıp ölümcül virüsler bulaştırmasın diye,keneler üzerinde yapılan kısırlaştırma projesini hatırladım,bana da Şapili kısırlaştırmam gerektiğini söyleyenler oldu,aklımı karıştıran yazılar da okudum,ama bunu yapmadım belki de yapamadım,kısırlaştırmayı savunan bir sürü insan olduğunu biliyorum,tamamen haklı gerekçeleri olduğunu da biliyorum,
sokaktaki canlar benim de içimi acıtıyor,hiçbirine yemeğe,sevgiye muhtaç bir yaşam layık görmüyorum,
ama
onlar bizim için yaşamıyorlar,bizim isteklerimiz,dileklerimiz için dünyaya gelmediler,gelmiyorlar,,,
izlediğim belgesellerden,okuduğum kitaplardan anladığım,evrendeki her canlının yegane amacı üremek,
üremek için besleniyor,üremek için çalışıyor,çabalıyor,savaşıyor,üremek için ölüyor,
biz bütün isteklerimizle,iyi dileklerimizle onların hayatına ne kadar müdahale etmeliyiz???
insanların arzuları neticesinde hayvanların türlerini değiştiriyoruz,türleri çeşitlendiriyoruz,boylarına,tüy yapılarına,karakter yapılarına göre alternatiflerimizi arttırıyoruz,en yeni köpek ırklarından biri olan Dogo Argentino canları için 9 köpek ırkını harmanlıyoruz,doğanın vahşi kedileriyle seçilen evcil kedileri çiftleştirip ortaya karışık canlar koyuyoruz.
insanların arzuları neticesinde bitki türlerini değiştiriyoruz,türleri çeşitlendiriyoruz,boyutlarına,renklerine,çekirdeklerine,güzelliğine,lezzetlerine,keyif vericiliğine,uyarıcılığına müdahale edip arzulamızı tatmin ediyoruz.
pekiiii
''bir elmanın sizi kullandığını düşündünüz mü hiç?''
...''Biçimi ve kokusu sayısız nesiller boyunca arılar tarafından seçilmiş olan elma çiçeği gb,patatesin de boyutu ve tadı,sayısız nesiller boyunca bizim tarafımızdan seçilmiştir.Arıların da insanların da seçim kriterleri vardır:arı açısından simetri ve tatlılık;patates yiyen insan açısından da ağırlık ve besin değeri.Birimizin,zaman zaman arzularının farkında olacak şekilde evrilmiş oluşu,bu düzenlemede rol alan çiçek ya da patates açısından fark etmez.Bu bitkilerin önem verdiği tek şey,her varlığın en temel genetik düzeyde önem verdiği şeydir:kensinin daha çok kopyasını çıkarmak.Bu bitkiler deneme yanılma yöntemiyle bunu yapmanın en iyi yolunun hayvanları arı ya da insan,fark etmez.genlerini yaymaya ikna etmek olduğunu öğrenmiştir.Nasıl mı?Hayvanların bilinçli olan ya da olmayan arzularıyla oynayarak.Bunu yapmayı en etkin biçimde başaran çiçekler ya da patatesler,daha verimli olan ve daha fazla çoğalanlardır.''....
kitap dört arzunun,dört bitkinin kaderiyle bağlantısını anlatıyor,elmanın hikayesinde geniş anlamıyla tanımlanan tatlılık;laleninkinde güzellik;kenevirinkinde sarhoşluk ve patatesin hikayesinde de kontrol,
Arzular gereği daha parlak,biçimli,lezzetli,verimli patates kızartmaları üretebilmek için genetiğiyle ne boyutlarda oynandığından haberdar ediyor,kusursuzluğunu bozmasın diye üstündeki böceği öldüren genetiğiyle oynanmış patateslerle,bu patatesleri üreten çiftçilerin tarlaya kimyasal bıraktıkları dönemde tarlaya asla girmedikleri bilgisiyle beni şaşırtıyor,
biz evrendeki canlılara ne kadar müdahale etmeliyiz?birbirimizin arzularını ne kadar tatmin etmeliyiz???
güzel elma,tatlı elma birbirimizi kullanmayı,evrende varolmamızı kabul ediyorum:)
afiyetler olsun;)